25 Nisan 2014 Cuma

DİSTOPYA

DİSTOPYA

“Geceyi aç geçirip sabahına kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim”.
Ebu Zerr

     


     Geceleri kulağımı odamın zeminine dayayıp, saatlerce yaşlı apartmanın barsaklarından geçen insan parçalarını dinliyorum. İnsanlar bir mum gibi yavaş yavaş eriyerek yaklaşıyorlar ölüme. Her gece bedenlerinin bir parçasını daha kaybediyorlar. Dökülen parçaların üstüne sifonu çekip biraz daha eksilen varlıklarının hüznüyle uykuya dalıyorlar. Yaşlı apartman da her gece bu parçaları sessizce sindiriyor yaşlı barsaklarında. İnsanlar sabah uyanınca kaybettikleri parçanın hüznü de kayboluyor. Uykularında unutuyorlar her şeyi. Böylece bütün günü geçirebilmelerini sağlayan gücü de kendilerinde bulabiliyorlar. En çok kullanılan parçaları dökülüyor öncelikle insanların ve hayatlarını devam ettiremeyecek duruma gelene kadar bu sürüyor. Kiminin elleri, kiminin bacakları, kiminin beyni, kiminin de cinsel organı önce dökülüyor. Tabi zamansız düşen bazı parçalar diğerlerini de işlevsiz kılabiliyor kimi zaman. Mesela alt katımda oturan emekli bankacı Ekrem Bey senelerce hep beynini kullanmış olmasının bedelini haftalarca tuvalete hapsolarak ödedi. Bir gece tuvalete girdiğinde ön beyni düşmüş ve Ekrem Bey daha ne olduğunu anlayamadan nasıl çıkacağını ve ne yapması gerektiğini düşünemeyerek haftalarca tuvalette kapalı kalmış. Çocukları onu bulduğunda açlıktan bir çok parçası da dökülmüş bir vaziyetteymiş. İnsanların çok kullandıkları organlarını zamansız kaybetmelerinin çaresinin bulunduğu söylenerek değişik aletler pazarlandı dolandırıcılar tarafından senelerce. Mesela bu aletlerden bir tanesi ayak serçe parmağına takılıyor ve siz uykudayken bile onu sürekli çalıştırıyor, böylece en çok kullanılan organınız o oluyor ve zamansız bir el kaybını ya da beyin kaybını önlemiş oluyordunuz. Ama uzun vadede bunun o çalıştırılan organın zamansız kaybı dışında bir işe yaramadığı gösterildi. Bir
çok yapıştırıcı da piyasaya sürüldü çare olduğu söylenerek. En çok kullanılan organınızı ona batırdığımızda düşmesinin engellenip, bir süre daha o organımızı kullanılabileceğimiz ileri sürüldü ama o da işe yaramadı. Düşmesi gereken organ düşmüyordu ama yerinde çürüyüp kokmaya başlıyor ve en sonunda ufalanıp dökülüyordu. Bazı kendini insanlığa adamış ve ömrünün son zamanlarını bir bitki gibi geçirmek zorunda kalan bilim insanları dışında bilim alanında ilerlemeler neredeyse duracak düzeye geldi. Kimse beynini kullanmak istemedi. Hal böyle olunca da bu duruma yeni çareler aranmadı. Bir çok yeni hastalık ismi bulunduktan sonra tıp alanı da kapatıldı. Çünkü kural netti ve çare yoktu. Çok kullanılan organ düşerdi, bu kadar basit. Bulunan yeni hastalık isimlerinden bazıları; “futbolcu hastalığı” yani “bacak kaybı”, “politikacı hastalığı” yani “dil ve mide kaybı”, “zengin hastalığı” yani “kıç kaybı” gibi. Bu kayıplar haliyle insanların kişiliği, sosyal statüsü, saplantıları hakkında bilgi vermeye başladı. Bu konuda felsefe ve sosyoloji dalları kuruldu ama kurucular dışında kimse beynini bunlarla kaybetmek istemedi ve üzerine fazla düşünülmedi. Çalışmak zorunda olan alt tabaka insanlar hızla dökülüp yok olurken üst tabaka insanlar sadece kıç kaybıyla yaşamlarına devam etti.
Ben geceleri uyumuyorum ve böylece sabah hüznümden kurtulup, hiç bir şey olmamış gibi başlamıyorum yeni güne. Çarenin bu şekilde bulunacağını düşünüyorum. Apartmanın yaşlı barsak duvarlarına çarpan organların seslerini dinliyorum sabaha kadar. Kullanarak kaybedecek olduğum her parçamın farkında olarak başlıyorum her güne. Belki çok dinlemekten kulağımı ya da düşünmekten beynimi kaybedebilirim. Belki de kaybetmeden önce çareyi bulup, başkalarını da uyandırabilirim.

Share:

5 yorum:

  1. Cesur Yeni Türkiye

    YanıtlaSil
  2. Kalpler de çok geç çürür oldu son zamanlarda.

    YanıtlaSil
  3. "big brother watching you" yani "aynı güzellikte olmuş"

    YanıtlaSil
  4. Jean-Pierre Jeunet26 Nisan 2014 02:08

    Pazartesi gel çekimlere başlayalım.

    YanıtlaSil
  5. kim olduğunu bilirsin sen28 Nisan 2014 20:14

    Büyük ihtimal daha derin bir çalışmanın özeti olan bu yazının tamamını okumak ya da ürününü izlemek çok isterim.

    YanıtlaSil

Scroll To Top