4 Eylül 2013 Çarşamba

PSYCHEDELIC BULUŞMALAR

PSYCHEDELIC BULUŞMALAR


Loş ışıkla aydınlanan salonun bana uzak ve karanlık köşesinde derin nefes alınmış bir sigara parıltısını gördüm önce, sonra tütünün çıtır çıtır yanma sesi duyuldu. Evde yalnızdım aslında ama niyeyse garipsemedim bu sigara içen insanı. Bir süre konuşmadık o sigarasından derin nefesler almaya devam etti, ben de onu izleyerek kokusu gelen sigaranın alevinde yüzünü görmeye çalıştım. Sigara kokusu hep babamı hatırlatırdı bana, belki de ondandır bu insandan korkamayışım. Akşam sigarasını balkonda içtiten sonra gevşemiş halde televizyonun olduğu odaya gelirdi babam. Pijamasına sinen sigara kokusunu ve dışarının is kokan soğuğunu hissederek ona sarılmayı çok severdim hep. Ben bunları düşünerek onu izlerken “biliyorum” dedi. Birden irkildim. gerçeğe dönüp olayın garipliğinin farkına vardım tekrar. Cevap veremedim, bekledim bir süre. “neyi” diyebildim sonra. “herşeyi biliyorum” dedi.

"Bazen nefessiz kalırsın. Çaresizliğinin duvarlarıyla kuşatır seni karanlık. Gücünü emer. Bir köşeye sığınıp olacak olanın merhametine bırakmak istersin kendini. Ama o seni bırakmaz. Üzerine gelir duvarlar. Gözlerini sımsıkı kapatıp açınca geçeceğini düşündüğün kabuslardan sanarsın ama gözünü açtığında daha da köşeye sıkıştığını görüp, gerçekle arana koyduğun ince et perdesine sığınırsın tekrar. Uyumak istersin, rüyalarında ararsın kurtuluşu. Uyuyamazsın. Döndükçe yatakta karanlığın bataklığına daha da saplanırsın. Uyuyabilirsen eğer gecenin bir vakti, kısa süre bile olsa önceleri kurtulursun bu tutsaklıktan. Daha sonra rüyalarını da ele geçirir, kaçacak delik bulamazsın. Fazla sarhoş olduğun bir gecede yatağına uzanıp gözünü kapattığında da başının dönmesi gibi gidecek yerin kalmamıştır artık. İçinin karanlığı duvarına yansımış insanlardansan eğer...

sustu... bekledim heyecanla ağzından çıkacak bir kelimeye daha ihtiyacım vardı sanki.

“evet” dedim, “ne yapmalıyım”. Etrafımdaki duvarları görünür kılmıştı sözcükleri. Hissettiğim tutsaklığın somutlaşmasıydı bu. Karanlığımı tarif etti, aydınlığa çıkan yolu anlatacakken sususverdi. “Evet” dedim yine karanlık köşeye doğru “ne yapmalıyım”. Ses gelmedi. Parlayan sigara sönmüştü. Sigarasını bitirip gitmişti sanki. Kalktım, az önce sigara içtiği köşeye doğru yürüdüm. Sallanan koltuk ve kül tablasına atılmış bir sigara izmariti vardı. Sigarayı elledim, soğuktu. Sönmüş yıldızlar kadar soğuktu ve onların bir çoğunu hala gördüğümüz gibi, o da zamanın bir yerinden görünmüştü belki de.
Share:

5 yorum:

  1. şu güzel yazının devam etmesini dilerdim.

    YanıtlaSil
  2. 5 hececileri de geçtin nocturne

    YanıtlaSil
  3. ekşi brought me here

    YanıtlaSil
  4. "karanlık köşesinde derin nefes alınmış bir sigara parıltısını gördüm önce, sonra tütünün çıtır çıtır yanma sesi duyuldu." yazar burada gizemli misafirin uzak bir zamandan geldiğinin sinyalini vermiş bize zaten. Nasıl nocturne hocam :)

    YanıtlaSil
  5. hayal kırıklığı olmasa şakır şakır intihar ederdik. bence hayal kırıklığı ölüme karşı bir emniyet sibobu.

    YanıtlaSil

Scroll To Top