20 Kasım 2013 Çarşamba

Varoluş Antolojisi 1

Boşluk....

Gidecek yeri olmayanlar için, olduğu yer ile gitmek istediği yer arasındaki en anlamsız mesafedir. Salonun en alakasız köşesine konulmuş, pek de sağlam gözükmeyen bir sandalyeye oturmuştu. Sağ elinin iki parmağının arasına sıkıştırdığı sigarasından incecik ve dümdüz bir duman tavana kadar yükseliyordu. Sigarasının ucunda biriken küle bakınca, uzunca bir süredir sigaradan hiç nefes almadığı belliydi.

 Hiçlik...

 Herhangi birşey yapmak için en ufak bir amacı dahi olmayan insanların, parmaklarını bile kıpırdatacak gücü bulamayana kadar içine hapsoldukları zaman dilimidir. Sigaranın külü kendiliğinden halıya düştü ve sigara söndü. Elindeki izmariti tutmaya devam etti. Bir hareket düşünmek isteyen ama onu dahi düşünemeyen bir hali vardı. Bitkisel hayattan daha cansız bir halde beklemeyi sürdürdü.

 Sevişme mesafesindeki tenlerle bile arana sığabilir kocaman bir boşluk. Yada en hayati saniyelerin bile arasına sığabilir kocaman bir hiçlik. Herhangi bir şehirde, herhangi bir salonda, herhangi bir sandalyenin üzerinde, herhangi bir insanın hayatındaki boşluk ve yaşadığı hiçlikti bu.

 Geçmedi...
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder

Scroll To Top